Sosyal Medya da
Bizi Takip Edin
Sabah Gazetesi | 16.10.2012
LabX Uzman Ekibi ve Sektörel Tecrübesi İle Hedeflerinize ve Büyük Başarılara Doğru Güçlü ve Sağlam Adımlar Atmanızı Sağlar.



Girişimcilik, geniş kitlelere ne kadar çok yayılırsa ve farkındalık yaratılırsa o kadar çok ilgi çekecektir. Günümüzde, bir şeyi duyurmanın ve algı yaratmanın en hızlı ve yüksek volümlü yolu şüphesiz televizyondan geçiyor. Bugün, röportajını okuyacağınız kişi bunları keşfetmiş biri: Fuat Sami. Kendisi, girişimcilik kültürü içinde bir girişimci. Hem kendi girişimi, hem de girişimcilikle ilgili televizyonda hazırladığı bir yarışma programı var. Her çarşamba akşamı "Bir Fikrin Mi Var" diye sorup, fikirleri olan girişimci adaylarını jüri önüne çıkartıyor. Şimdi sizi bu keyifli röportajla baş başa bırakıyorum.

Eğitiminizi öğrenebilir miyiz? 

İlk ve orta öğrenimimi Türkiye'de tamamladıktan sonra lise eğitimimi Eton College'de tamamladım, ve sırasıyla Imperial College'ın lisans ve Imperial Tanaka Business School'un MBA (Sağlık Yönetimi üzerine) programlarından mezun oldum. 

Bu işe başlamadan önce iş hayatında tecrübeniz oldu mu, nerelerde çalıştınız? 

İngiltere'de 1 yıl boyunca bir ilaç şirketinde çalıştım ve Türkiye'ye kesin dönüş yaptıktan sonra aile şirketimiz olan Helix Yönetim Danışmanlık'ta 4 sene sırasıyla danışman, kıdemli danışman ve proje müdürü görevlerinde çalıştım. Farklı coğrafyalarda (Avrupa, Ortadoğu ve Türkiye) yerel ve uluslararası şirketler ile devletlere, strateji, yeniden yapılandırma, organizasyonel tasarım ve satın-alma optimizasyonu gibi projeler hazırladım. Bunun dışında Türkiye'de değişik sektörlerde meydana gelen yüksek profil şirket satın almaları ve özelleştirmelerinden bazılarının değer tespit (due-diligence) raporlamalarının hazırlanması ve yönetilmesinde görev aldım. Son beş senedir ise LabX'in kurucusu ve Genel Müdürü olarak girişimcilik sektörünü daha iyi yerlere taşıyabilmek adına çalışmaktayım.

Bir Fikrin Mi Var isimli yarışma fikri nasıl ortaya çıktı?

Bir Fikrin Mi Var, ilk 2007 yılında üniversite yarışması olarak başladı. Bunun sebebi ise; girişimcilerle iç içe olunabilecek en iyi yer üniversiteler olmasıydı. Pozitif ayrımcılık yapıp, gençlere özel girişimcilik yarışması yarattık. Yarışma, Bilkent Üniversitesi'nde başladı. O zaman işletme bölümünün dekanı Erhan Erkut'tu. Kendisinin, yarışmaya katkısı çoktur. Ertesi 3 yıl Özyeğin Üniversitesi'nde (Erhan Hocamız Özyeğin'in rektörü oldu), bu yıl ise Yeditepe Üniversitesinde düzenlenecek. Fikirleri olan yarışmacılar bize başvurup, jüriler tarafından değerlendirilen ve sonrasında eğitimlerden geçirilip kazananın şirket kurulumu ile ödüllendirildiği bir sistemimiz var.

Bu yarışma'da ödüller nasıl?

Yarışmanın özelliği, birinci olana ödül olarak şirketini kurması. Türkiye'de bu tahahütü veren başka bir yarışma yok zaten. İlk sene ödül 100 bin tlydi. 2011 yılında 1 milyon TL'ye kadar çıktık. Bu sene ise sponsorlarla her şey daha farklı ve çok daha kapsamlı. 

Bir Fikrin Mi Var, TV'de nasıl yer almakta?

Yarışmamız, geçen sene NTV'de yayınlandı. Bu sene TV8 kanalında yer alacak. Son 2 yıldır televizyondayız. Bu sene farklı olarak altı alt kategori var. Beş ödül sponsorumuza bağlı olarak, fikirler diğer kategorilerde de yarışacak. Örneğin, Bir fikir aynı zamanda inşaatla ilgiliyse ödül sponsorumuz olan Avrupa Konutlarının yer aldığı kategoride de yarışacak. Bizim amacımız, bu noktada daha çok girişimciye yardım etmek ve ekosistemi büyütmek. Bu yüzden her sektörden fikirlere açığız.

Yarışmada jüri üyeleriniz kimler?

NTV'de jürimiz sabitti. Ali Sabancı, Gülden Yılmaz ve Ömer Kızıl'dan oluşuyordu. Bu sene Ali Şen, Leyla Alaton ve Alphan Manas'tan oluşan sabit jürimiz yine mevcut. Bu isimleri seçmemizin bir sebebi var. Örneğin, Alphan Manas; benzer bir TV programının en başarılı jüri üyesiydi. İnovasyon konusunda çok etkin ve başarılı bir isim. Leyla Hanım ise, Türkiye'nin en eski girişimcilerinden birinin kurduğu aile işinde yenilikçi projelere imza atmış kurumsal bir girişimci. Ali Şen; futbol camiasında biliniyor ancak kendisi enerji alanında yenilikçi bir isim. Diğer taraftan, dönüşümlü jürilerimiz olacak. İlk yayında Gülden Yılmazı'ı konuk ettik. Amacımız, iş dünyasının etkin isimlerinden bir jüri havuzu oluşturmak.

Kendi işinizden biraz bahseder misiniz? 

Lab X, 2007 yılında ana çatısı melek yatırımcılık olarak bir danışmanlık şirketi olarak kuruldu. Türkiye'nin ilk melek yatırımcılık ağıyız. Girişimcilerle melek yatırımcıları bir araya getirip, aynı zamanda danışmanlık hizmeti veriyoruz. O günden bu yana 8 şirket kurduk. Örneğin, Arge alanında kurulan Kobay şirketi şu an 50 üniversiteye ve Uruguay'dan Suudi Arabistan'a kadar geniş coğrafyada hizmet vermekte , eğitim ve bilişim alınındaki Antropi ise 1.5 yıl önce kuruldu. Vestel firmasıyla anlaşma imzalayarak Fatih projesinde akıllı tahtaların yazılımını 100 bin sınıfa verecek. Şirket yelpazemiz geniş. Reklamcılık, gıda vb birçok şirket mevcut. Bu işe aile işi içinde başladım .Kendi ofis imkanlarımızı kullandım. Sonrasında kendi ofisime geçip beş kişilik bir ekip kurdum. 10 iş ortağımız var, 85 melek yatırımcımızı var. Bu yatırımcılar çok farklı seviyelerde; uluslar arası şirketlerde üst düzey çalışanlar ve holding patronları yatırımcı ağımızdalar. Microsoft, zyeğin Üniversitesi gibi uluslar arası organizasyonlar ve üniversiteler iş ortaklarımızdan.  

Lab X ismi nereden geliyor?

Fikirler LabX'te geliştirildiği için firmamızı bir laboratuar olarak düşündük. X'in anlamıysa her fikre açık olmamızdan ötürü. 

İşinizde sizin için dönüm noktası sayılabilecek bir zaman dilimi oldu mu?

İngiltere'de üniversite eğitimim sırasında girişimcilik yarışması yapılmıştı. Ben, oraya bir fikir sunmuştum. Bu yarışma ve o platformda beni etkilemişti. Sonrasında, düşünmeye başladım ve dönüşümde tecrübe kazandıktan sonra bu işi kurdum. 

Girişimcilere rehber niteliğinde söylemek istedikleriniz nelerdir?

Girişimciler, önlerine çıkan engelleri fırsata çevirmeyi bilsinler. Bu engelleri daha iyiye giden yolun başlangıçı olarak görsünler. Hayal kurmaya devam ederken, vizyonlarını genişletsinler. 

Sizce, sizin başarınızın sırrı nedir?

Pes etmemek ve iş ortaklarıyla büyümek. Benim ana işim network yönetimi. Bu yüzden kazan kazan tekliflerde bulunuyorum. Bu her sektörden her girişimci için çok kritik bir konu. 

Gelecekte nasıl büyümeyi hedefliyorsunuz?

Bütün bu işleri devam ettireceğim. Yarışmayı ve kendi işimi daha büyük uluslararası mecralara yayma niyetindeyim. Brezilya'dan Suudi Arabistan'a kadar şirketlerle görüşüyorum. Girişimcilik ve Melek Yatırımcılık işlerimizin ötesinde, Birfikrinmivar'ı %100 Türk yapımı bir yarışma formatı olarak farklı noktalara taşıyacağım.

Bir iş gününüz nasıl geçer?

Şu an yarışma yapımcılığı, 8 şirketimizle ilgilenme, üyesi olduğum 4 STK'nın aktiviteleri derken oldukça hareketli bir iş kokteylindeyim diyebilirim. 

Türkiye'deki girişimcilik kültürü geçmişte nasıldı, şimdi nereye gidiyor?

Girişimcilik, iyi bir yolda. Aktiviteler ve başarı hikayeleri var. Türkiye'de henüz bir ekosistemin olduğuna inanmıyorum. Oluşan sistem, sadece belli alanlara odaklı. Ama girişimcilik aslında çok çeşitlilik içeren bir şey. Ülkemizde henüz tek yönlü ve teknoloji odaklı gösteriliyor, bu mutlaka kırılmalı.Çünkü gençleri bu yanlış yönlendiriyor – Türkiye'deki girişimcilik başarı hikayelerinin %99'unun hala internet dışı fikirlerden geldiği unutulmamalı. Bu 10 yıl daha böyle olacağından gençlerin bu şekilde planlar yapması çok önemli.

Kendinizi hangi platformda gösteriyorsunuz?

Girişimciliğe katkı sağlamak için gece-gündüz uğraşıyorum. Bunun için üniversitelerde girişimcilik eğitimleri veriyorum. Üniversitelere girişimcilik sektörüne eğilmeleri için danışmanlık hizmetleri veriyorum. Bunun dışında bir girişimcinin mutlaka sosyal derneklere katkı sağlamasına inanın biri olduğumdan; TOBB girişim sermayesi sektör meclisi ve Genç Girişimciler Üst Kurulu üyesiyim. GYİAD ve Kıbrıs İş Adamları Derneği (KIBİSAD) üyesiyim. Yaptığımız çalışmalar sonucu, melek yatırımcılık artık bir meslek haline gelmeye başladı ve devlet tarafında teşvikler verilmeye başlanacak. Yaptığımız bu yoğun STK çalışmalarının sonuç vermeye başladığını görmek de en mutluluk verici şey oluyor. 

Türkiye ve dünyadaki girişimcilerin farkları ve benzerlikleri sizce nelerdir?

Türk insanı daha girişimci ruhlu ama büyük çoğunluğunun fikri oturmamış. Dünyadaki girişimcilere oranla oldukça gözü karalar. 

Girişimciler başarılı olmak için neleri yapmalı ve neleri yapmamalı?

Girişimci, fikrini doğru insanlarla paylaşmalı. Sektörel isimler veya güvenilir arkadaşlarına danışmalı. Girişimde bulunacağı sektörü çok iyi etüd etmeli. Başarılı ve başarısız oyuncuları incelemeli. Sonrasında, doğru sermayeyle iş modeli oluşturmalı. Hayalini vizyonuyla büyütmeli ve en önemlisi pes etmemeli. Ekip çalışması ise olmazsa olmazlardan. Ben şu dediklerimi her gün yapmaya çalışıp kendimi sürekli daha iyiyi yapmak için eğitmeye çalışıyorum. 

Size ilham verene beğendiğiniz girişim ve girişimciler kimler?

Richard Branson, Steve Jobs, Hüsnü Özyeğin, Ali Sabancı,Haluk Okutur, Gülden Yılmaz en beğendiklerimden. 

Sizin girişimcilik alanında açık olarak gördüğünüz sektörler nereler?

Sağlık sektöründe fırsatlar var ve eğitim sektörünün önü açık bence. 

Sizce, girişimci olunur mu doğulur mu?

Girişimcilik bence bir süreç o yüzden kimsenin girişimci doğabileceğine inanmıyorum, hayat insanı girişimci olarak eğitip, o yöne itebiliyor ve doğru zamanı gelince, biraz da risk alarak girişimcilik yolculuğuna atılıyorsunuz. Doğru zaman, doğru fikir ve doğru ekibin aynı zamanda denk gelmesi ile ilgili birşey.İçinizde bir istek varsa bu 3'lü daha çabuk denk geliyor.